Ellerini geniş kalçalarının çevresinde sabitlerken, tenin yumuşak direnciyle karşılaştı; bedenin tüm kıvrımları, istekle ama aynı anda dikkat isteyen bir teslimiyetle ona cevap veriyordu. Her ilerleyişte, nefesler daha kısa, dokunuşlar daha temkinli hale geldi; sanki aralarındaki mesafeyi sadece bedenleri değil, sabırla örülmüş bir anlayış da kapatıyordu. Gözleriyle izin istedi her seferinde, ve bedenin verdiği yanıt, hem açılışın huzurunu hem de derinliğin zorluğunu içinde taşıyordu. Zaman yavaşladı; zorlanmanın içinde bir yakınlık, bir özen ve her hareketin arkasında karşılıklı bir kabul vardı. Kırılganlığın bile güvenli bir alanı olmuştu artık.